Bağlanma Teorisi, Bağlanma Stilleri ve Ainsworth’ün Deneyi
by Psikolog Mikail Yayan · 22 Aralık 2021
İçerik Tablosu
Bağlanma Teorisi Nedir?
Bağlanma teorisine göre insanlar bakım sağlayan kişiyle yakın duygusal bağ kurma ihtiyacıyla doğarlar ve eğer bakım sağlayan kişi uygun derecede duyarlıysa bu bağlanma bebeğin ilk 6 ayı içerisinde gerçekleşir (bakım sağlayan kişi genelde annedir ancak bazı durumlarda kişiye bakım sağlayan kişi anne olmadığı için bakım sağlayan ifadesi kullanılmıştır. Yazının kalan kısmında bakım sağlayan yerine bakıcı ifadesi kullanılmıştır).
Bağlanma teorisi aslen 1930’lu yıllarda pek çok duygusal sıkıntıları olan çocuklarla çalışma fırsatı olan psikiyatrist, psikolog ve psikanalist John Bowlby’e aittir. Bowlby, çocukların ebeveynlerinden ayrılmamak için veya eksikliği olan ebeveyne tekrar yakınlık kurmak için çok yoğun ve uzun süreli olarak ağlamak ve ebeveyne yapışmak gibi davranışları gerçekleştirerek ellerinden geleni yaptıklarını gözlemlemiştir. Bowlby, bakıcı çocuğun güvenliğini sağladığı ve hayatta kalma ihtimalini arttırdığı için bağlanma teorisinin evrimsel bağlamdan anlaşılabileceğini ileri sürmüştür. Ayriyeten uzun vadeli olarak çocuğun sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimi açısından bağlanmanın önemini vurgulamıştır.
Bowlby her ne kadar çocuk-bakıcı ilişkisinin doğasını anlamaya odaklanmış olsa da, bu bağlanma tecrübesinin beşikten mezara kadar etkili olduğunu savunmuştur. Yine de araştırmacılar bağlanmanın yetişkinlik döneminde de çok önemli olabileceği ihtimalini ancak 1980’li yılların ortasında ciddiye almaya başladılar. Bowlby’nin bu fikrini ciddiye alan ilk araştırmacılar olan Hazan ve Shaver, çocuk-bakıcı ilişkisinin bağlanma olduğu gibi yetişkinlerin romantik ilişkilerinin de bağlanma davranışları sistemine dahil olduklarını ileri sürmüşlerdir.
Ebeveyn İlişkisiyle Romantik İlişkinin Arasındaki Benzerlikler
Hazan ve Shaver aynı zamanda çocuk-bakıcı ilişkisiyle romantik partnerlerin sahip olduğu ilişki arasında şu ortak özellikleri belirtmiştir:
- İkisinde de birey diğeri yakında ve duyarlı olduğunda güvende hisseder.
- İkisinde de yakın, samimi ve bedensel temasta bulunulur.
- İkisinde de diğer kişi erişilemez olduğunda birey güvensiz hisseder.
- İkisinde de birbirleriyle ilgili keşifler vardır.
- İkisinde de birbirlerine karşı ortak büyülenme ve birbirlerinin akıllarında yer edinme vardır.
- İkisinde de bebek konuşması eylemi yapılabilir.
Mary Ainsworth’ün Yabancı Ortam Deneyi
Ainsworth farklı bağlanma türlerini gözlemlemek için bir deney yaptı. Deneyin katılımcıları 12-18 aylık bebeklerden oluşmaktaydı. Deneyde her biri yaklaşık 3 dakika süren aşağıdaki 8 adım takip edildi.
- Anne ve bebek odaya gelir.
- Annenin varlığında bebek serbest kalır ve etrafı keşfetmeye çalışır.
- Ardından anne ve bebeğin yanına bir yabancı gelir.
- Annenin odadan çıkmasıyla yabancı ve bebek yalnız kalırlar.
- Anne döner ve yabancı çıkar.
- Anne çıkar ve bebek tamamen yalnız kalır.
- Yabancı geri döner.
- Anne döner ve yabancı çıkar.
Bu deneyin sonunda bulunan bağlanma stillerini sıradaki kısımdan okuyabilirsiniz.
Bebek Bağlanma Stilleri
Yukarıda anlatılan deney sonucunda Ainsworth 3 tür bağlanma stili belirledi. Bunlar: güvenli bağlanma stili, kaygılı bağlanma stili ve kaçıngan bağlanma stili. Ancak Main ve Solomon (1986) yaptıkları araştırmada kayda değer miktarda bebeklerin bu üç kategoriden birine uymadıklarını farkettiler. Dolayısıyla “düzensiz bağlanma” diye yeni bir kategori oluşturdular. Dolayısıyla aşağıdaki okuyacağınız bağlanma stillerinden ilk 3’ü Ainsworth’ün deneyine göre, sonuncusuysa Main ve Solomon’un araştırmasına göredir.
Güvenli Bağlanma
Güvenli bağlanan bebekler annenin odadan ayrılması sonucunda çoğunlukla ağladılar. Bu bebekler annelerinin dönmesiyle birlikte anneleriyle yakınlık aradılar ve sakinleştiler.
Kaygılı Bağlanma
Kaygılı bağlanan bebekler annenin odadan ayrılmasıyla çok daha fazla ağladılar. Bu bebekler annelerinin dönmesiyle birlikte anneleriyle yakınlık aradılar ancak güvenli bağlanan bebeklere kıyasla çok daha zor sakinleştiler. Hatta bu bebekler yakınlık aramasına rağmen annelerine yönelik kızgınlık belirtileri gösterebildiler.
Kaçıngan Bağlanma
Kaçıngan bağlanan bebekler annenin odadan ayrılmasına pek tepki göstermediler. Annelerinin dönmesine oldukça az ilgi gösterdiler.
Düzensiz/Korkulu-Kaçıngan Bağlanma
Düzensiz bağlanma gösteren bebeklerin rahatlıkla gözlemlenebilir hedef ve niyetlerden yoksun oldukları, birbirleriyle çelişkili davranışlar veya donma davranışları sergiledikleri belirtilmiştir. Bu bebeklerin hem kaygısı hem de kaçınma derecesi yüksektir. Main ve Solomon’a göre aslında bu bebeklerin ebeveynlerinin çoğunlukla bağlanmayla ilişkili çözülmemiş travması vardır ve bu da ebeveynlerin korkmuş ya da korkutucu davranışlar sergilemesine sebep olur. Dolayısıyla bu ebeveynlerin çocukları, bel bağlamak zorunda olduğu kişiler olan ebeveynlerinden aynı zamanda korkarlar da. Veyahut ebeveynlerine bel bağlamak konusunda kafaları karışık olur.
Yetişkin Bağlanma Stilleri
Güvenli Bağlanma
Güvenli bağlanabilen yetişkinlerde aşağıdaki özellikler görülür:
- Genel olarak hem kendilerine hem de başkalarına yönelik olumlu bakış açıları vardır.
- Duygularını ifade edebilme konusunda rahat hissederler.
- Yalnız kalmak ve terkedilmeye yönelik büyük korkuları yoktur.
- İlişki içerisinde olmamaktan büyük rahatsızlık duymazlar.
- İlişki içerisinde partnerlerine yapışma ihtiyacı hissetmezler.
- Derin ilişkiler kurabilirler.
- Gerekirse hayır diyebilirler ve sınır koyabilirler.
Kaygılı Bağlanma
Kaygılı bağlanan yetişkinlerde aşağıdaki özellikler görülür:
- Genel olarak kendilerine yönelik olumsuz, başkalarına yönelik olumlu bakış açıları vardır.
- Yalnız kalmak ve terkedilmeye yönelik büyük korkuları vardır.
- Reddedilmek ve eleştirilmeye karşı çok duyarlıdırlar.
- Kıskançlığa meyillidirler.
- Tatmin edici olmasa bile ilişkiyi bitirmemeye çalışabilirler.
- Partnerlerinden çok sık onay ve destek alma ihtiyacı hissedebilirler.
- Partnerlerinin kendileri kadar ilişkiye bağlı olmadıklarına yönelik sıkça endişelenebilirler.
Kaçıngan Bağlanma
- Genel olarak kendilerine yönelik olumlu, başkalarına yönelik olumsuz bakış açıları vardır.
- Yakınlıktan kaçınırlar.
- Duygularını paylaşmakta çok zorlanabilirler.
- Problemlerini olabildiğince kendi başlarına çözmeye çalışırlar. Yardım istemekten rahatsızlık duyarlar.
- Güvensizlik problemlerine sahip olabilirler.
- Bağımsızlıklarına ilişkilerinden çok daha fazla önem verirler.
- Daha çok yüzeysel ilişkilere sahip olabilirler.
Düzensiz/Korkulu-Kaçıngan Bağlanma
- Genel olarak hem kendilerine hem de başkalarına yönelik olumsuz bakış açıları vardır.
- Sosyal ilişkilerinde istikrarsız ve belirsiz davranışlar göstermeye meyillidirler.
- Bir yandan ilişki isterler, bir yandan da yakınlık düzeyi arttıkça ilişkiden kaçmak isterler.
- Reddedilmeye duyarlıdırlar.
- Sevilmeyeceklerine inanırlar.
- Başkaları tarafından hayal kırıklığına uğrayacaklarına inanırlar.
- Yüksek düzeyde kontrol ve güvenlik ihtiyaçları vardır.
- Duygu düzenleme problemleri yaşarlar.
Bebeklikten Yetişkinliğe Bağlanma Stilleri Aynı mı Kalır?
Yetişkinlerin bağlanma stillerinin bebeklikte ebeveynlerle olan etkileşimlerle şekillenip şekillenmediği yetişkin bağlanma teorisinde ki en ihtilaflı konulardan biridir. Aslında erken dönemde yaşanan bağlanma tecrübelerinin kişinin romantik ilişkilerine etkisi olduğu genel olarak kabul edilse de, asıl tartışmalı olan konu bebeklikte ve yetişkinlikte görülen bağlanma stillerinin birbirleriyle örtüşmesinin kaynağı ve derecesidir.
Bu mesele için şu iki soru sorgulanabilir: Birincisi insanların farklı insanlarla (anne, baba, romantik partner) olan ilişkilerinde hissettiği güvenlilik birbirine ne kadar benziyor ve ikincisi de bu ilişkilerdeki güvenlilik ne kadar stabil?
Birinci soruyla ilgili Fraley’in yaptığı bir araştırmada katılımcılara önemli ebeveynlerinden biri ve o zaman ki romantik partnerleriyle ilgili sorulan soruların neticesinde iki ilişki türünün arasındaki korelasyon .20 – .50 (az-orta) çıktı.
İkinci soruyla ilişkili olaraksa yine Fraley’in (2002) yaptığı bir uzun periyodik araştırmada kişinin ebeveynine olan bağlanmasının istikrarının korelasyonu .25 – .39 arasında çıktı.
Yapılan bu araştırmaların neticesinde çocuk-ebeveyn ilişkisi ve romantik ilişkiler arasındaki ilişkinin en fazla orta dereceli olduğu sonucuna varılabilir.
Kaynaklar
https://www.britannica.com/science/attachment-theory
https://www.famouspsychologists.org/john-bowlby/
http://labs.psychology.illinois.edu/~rcfraley/attachment.htm
https://positivepsychology.com/attachment-theory/
https://www.simplypsychology.org/attachment.html
https://www.verywellmind.com/what-is-attachment-theory-2795337
https://www.simplypsychology.org/mary-ainsworth.html
https://www.simplypsychology.org/attachment-styles.html
https://www.attachmentproject.com/blog/four-attachment-styles/