Bilişsel Uyumsuzluk Hakkında Genel Bilgiler ve Deneyler

Bilişsel Uyumsuzluk Nedir?

Kişinin tutum, inanç veya davranışlarının birbirleriyle çelişmesi durumunda yaşadığı rahatsız edici duruma bilişsel uyumsuzluk denir. İnsanlar tutumlarında ve davranışlarında tutarlı olmaya meyillidirler. Dolayısıyla kişi bu durumun neticesinde hissedilen rahatsızlığı farklı yollarla azaltmaya veya yok etmeye çalışır.

Eğer kişi önemli veya uzun vadeli bir karar verecekse bilişsel uyumsuzluk yaşaması daha olasıdır. Eğer verilen karardan sonra bilişsel uyumsuzluk yaşandıysa bu uyumsuzluk genelde kişinin tercih ettiği olumlu alternatifin değerini arttırıp, tercih etmediği alternatifin değerini azaltmasıyla azaltılır.

Bilişsel Uyumsuzluk Nasıl Azaltılır?

Genelde insanlar farkında olmadan aşağıdaki üç yolla yaşadıkları uyumsuzluğu azaltırlar:

·        Davranışı değiştirmek.

·        Uyumsuz olan tutumu değiştirerek
gerçekleştirilen davranışı temize çıkarmak.

·        Yeni tutumlar edinerek davranışı temize
çıkarmak.

Örnek vermek gerekirse, sigara içen ergenler genelde “sigara içmek havalıdır”, “arkadaşlarım tarafından sevilmek istiyorum”, “filmlerde herkes sigara içiyor”, “ben sağlıklıyım, sağlığıma bir zarar gelmeyecek” gibi
düşüncelerle davranışlarını temize çıkarabilirler.

Başka bir tipik davranışı temize çıkarma davranışıysa kişinin hayatındaki diğer başarılarıyla ilişkilendirerek kendisine olumlu tutum geliştirmesiyle olur. “Sigara içiyor olabilirim ama ben harika bir aşçıyımdır” gibi.

Dışsal Gerekçeler Uyumsuz Tutumu Nasıl Etkiler?

Kişinin gerçekleştirdiği eylemden doğan bilişsel uyumsuzluğu nasıl azalttığını anlamak için dışsal gerekçeler önemlidir. Burada dışsal gerekçeleri ödüller ve cezalar olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Aşağıdaki durumda kişinin düşünce ve tutumlarıyla çelişen bir davranış gerçekleştirdiği varsayılmıştır.

·        Eğer kişinin davranışı için verilen ödül yeterliyse, davranışın sebebini ödüle bağlayarak bilişsel uyumsuzluğunu azaltabilir. Bilişsel uyumsuzluğu bu şekilde dışsal bir gerekçeyle azaltabildiği için kişinin gerçekleştirdiği tezat davranışa dair olan tutumunda bir değişiklik yapmasına gerek yoktur. Yani kendisini neden bu davranışı yaptığına dair ikna etmesine gerek yoktur çünkü yeterli bir gerekçesi vardır.

·        Eğer kişinin davranışı için verilen ödül yeterli değilse dışsal gerekçe yeterli olmadığı için kişinin içsel gerekçeye ihtiyacı
olur. Bu durumda kişi kendini ikna eder. Dolayısıyla kişinin tezat davranışla ilgili olan tutumunda değişim olur.

·        Eğer kişinin davranışı gerçekleştirmemesi için ceza tehdidi yeteri kadar şiddetliyse burada bilişsel uyumsuzluk dışsal gerekçe olan şiddetli cezaya bağlanarak azaltılabilir. Burada dışsal gerekçe yeterli olduğu için bilişsel uyumsuzluk azalır. Dolayısıyla ekstradan içsel gerekçeye ihtiyaç olunmaz. Ayriyeten kişinin tutumunda bir değişiklik olmasına gerek de
olmaz.

·        Eğer kişinin davranışı gerçekleştirmemesi için ceza tehdidi hafifse kişi bilişsel uyumsuzluğu dışsal gerekçeyle çözemediği için kendini ikna ederek içsel gerekçeye ihtiyaç duyar. Dolayısıyla kişinin tutumunda değişim olur. Böylelikle bilişsel uyumsuzluk azaltılmış olur.

Sonuç: Ödüllerin yeteri kadar çekici ve cezaların yeteri kadar şiddetli olduğu durumda kişi davranışını gerçekleştirmesi veya gerçekleştirmemesi durumu için kendini ikna etmeye ihtiyaç duymaz. Öte yandan ödülün ve cezanın yeterli olmadığı durumda ise kişi bilişsel uyumsuzluğu dışsal gerekçelerle azaltamadığı için içsel gerekçelere ihtiyaç duyar. Dolayısıyla
kendi kendini ikna eder ve tutumunda değişiklik olur. 

Festinger ve Carlsmith’in Bilişsel Uyumsuzluk Deneyi

Bir laboratuvar deneyi olan bu deneyde katılımcılar 71 erkek öğrenciydi. Katılımcılar tek tek içeri alındı ve her birine son derece sıkıcı görevler verildi. Katılımcılara, çıkarken bekleme odasındaki bir kişiye (bu kişi aslında sahte katılımcı) verilen görevlerin çok ilginç olduğunu söylemeleri için ya 1 ya da 20 dolar verildi. Neredeyse bütün katılımcılar kabul etti. En sonunda katılımcılardan verilen görevi değerlendirmeleri istendi.

Deneyin ilginç olduğunu söylemek için 1 dolar ödenen katılımcılar deneyi, yalan söylemek için 20 dolar ödenen katılımcılara kıyasla daha eğlenceli olarak değerlendirdiler. Bunun nedeni şu: bu yalanı söylemek için sadece 1 dolar ödenmek yeterli bir teşvik değil. 

Dolayısıyla bu katılımcılar zihinlerinde bunun uyumsuzluğunu yaşadılar. Bu uyumsuzluktan kurtulmanın tek yolu görevlerin aslında ilginç ve eğlenceli olduklarına inanmaktı. Ancak bu yalanı söylemek için 20 dolar almak gayet makul bir gerekçe. Dolayısıyla bu katılımcılar uyumsuzluk yaşamadılar.

Yasak Oyuncak Deneyi

Aronson ve Carlsmith’in (1963) gerçekleştirdiği bu deneyde araştırmacılar katılımcı olan çocuklara bulundukları odada ki bazı oyuncakları ne kadar beğendiklerini sordular. Ardından araştırmacı, çocuk hangi oyuncağı en çok beğendiyse bu oyuncağı oynamasını yasakladığını söyleyip, yasağı çiğnemesi durumunda cezalandırılacağını söyledi. 

Ancak çocuk odada ki diğer oyuncaklarla oynamakta serbestti. Katılımcıların yarısı şiddetli cezayla, diğer yarısıysa
hafif cezayla tehdit edildi. Ardından katılımcı birkaç dakika odadan ayrıldı. Bu prosedür her çocuk için gerçekleştirildi ve çocuklardan hiçbiri yasak olan oyuncakla oynamadı.

Ardından katılımcılara tekrar bazı oyuncakları ne kadar beğendikleri soruldu. Sonuç olarak şiddetli cezayla tehdit edilen çocuklar yasak olan oyuncağı beğenme derecelerini aynı şekilde değerlendirirken, hafif cezayla tehdit edilenlerse oyuncağı önceki değerlendirmelerine göre daha düşük değerlendirdiler.

Bu çocukların oynamasının yasak olduğu oyuncak en beğendikleri oyuncak olduğu için ve çok beğenmelerine rağmen oynamaları oynayamadıkları için bilişsel uyumsuzluk yaşadılar. Şiddetli cezayla tehdit edilen çocukların beğendikleri oyuncakla oynamamaları için yeterli gerekçeleri olduğu için tutumlarında bir değişiklik yapmalarına gerek olmadı.

Kaynaklar

https://dictionary.apa.org/cognitive-dissonance

https://www.simplypsychology.org/cognitive-dissonance.html

https://www.verywellmind.com/what-is-cognitive-dissonance-2795012

https://courses.lumenlearning.com/waymaker-psychology/chapter/operant-conditioning/#:~:text=Learning%20Objectives&text=Reinforcement%20means%20you%20are%20increasing,also%20be%20positive%20or%20negative.

Aronson, E., Wilson, T. D., Akert, & R. M., &
Sommers, S. R. (2016). Social psychology (9th ed.). Boston, MA: Pearson 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir