Kodlandık mı Öğrendik mi? Genetik ve Deneyimsel Faktörlerin Obje Algısına Etkisi
by Psikolog Zeynep Özertan · 16 Eylül 2022
İçerik Tablosu
Obje ve Algı
Gözlerimiz baktığımız her şeyi algılamaz. Görmek için önce dışardan bir uyaran tarafından uyarı alırız. Bu evrede ışığın kırılması ile karşımızdaki obje retinamıza düşer. Görüntü reseptörlere iletilip (receptor processing) nöral işlemden (neural processing) geçtikten sonra yani beynimize ulaştıktan sonra objeyi algılarız. Bu işlemlerden sonra da objeyi tanır ve aksiyona, eyleme geçeriz. Objeyi algılamak ve tanımak bizim önceden edindiğimiz bilgilere, deneyimlerimize dayanır. Sonrasında da eylemimizi yani bir sonraki adımımızı etkiler. Peki her gördüğümüz şey için aksiyona geçer miyiz veya her gördüğümüz şeyi tanır mıyız? İlk defa gördüğümüz bir objeyi tanımayabiliriz ve obje için bir tepki, aksiyon da vermeyebiliriz fakat beynimiz de bu konuda bize katılıyor mu?
Genetik ve Deneyimsel Faktörlerin Obje Algısına Etkisine Dair Bir Araştırma
2006’da Isabel Gauthier ve çalışma arkadaşları insanlar üzerinde bir algı deneyi yapıyorlar. Deney iki aşamadan oluşuyor. İlk adım olarak katılımcılara Greeble’lar ve insan yüzleri gösteriliyor. Bu sırada fMRI ile beyinlerindeki fonksiyon hareketleri gözlemleniyor. Greeble ailesi tamamen bilgisayar ortamında yaratılan aynı temel fonksiyonlara sahip fakat parçalarında değişim bulunan bir aile.
Başta Greeble’ları hiçbir katılımcı tanımıyor. Sonrasında katılımcılar dört günde toplam 7 saat Greeble tanıma eğitimi veriliyor. Dört gün sonunda tekrardan ilk adıma dönülüyor ve katılımcılara insan yüzleri ve Greeble’lar gösteriliyor. Deneyin devamı aynen şöyle gelişiyor;
- İlk adımda katılımcılar insan yüzlerine Greeble ‘lardan daha aşina oldukları için insan yüzleri gördüklerinde beyin füziform yüz alanı (FYA) içerisindeki aktivasyon arttı. Yani fMRI görüntüsünde beynin FFA görüntüsünde hareketlilik görüldü.
- Katılımcılara sonrasında Greeble’lar gösterilidi. Katılımcılar ilk defa gördükleri bu obje için eyleme geçme konusunda daha pasif oluyorlar. fMRI ile beyin fonksiyonları incelendiğinde ise FYA içerisinde insan yüzüne kıyasen daha pasif bir aktivasyon olduğu gözlemlendi.
Katılımcılara verilen dört gün, toplam 7 saat Greeble ailesi eğitiminden sonra deneyin ilk adımı tekrarlanıyor.
- Katılımcılara tekrar insan yüzü ve Greeble’lar gösterildi ve beyin hareketliliğine bakıldı.
Sonuç olarak katılımcılar Greeble’ları gördükten sonra beyinlerindeki hareketlilik, FYA aktivasyonu neredeyse insan yüzlerini gördüklerindeki kadar iyi tepki veriyordu. Bu sonuç beynin yalnızca insan yüzlerine değil, deneyim kazandığı karmaşık objelere bile iyi tepki verebileceğini bizlere gösteriyor. Yani objeleri algılamanın doğuştan olmadığı ve deneyimlerimizle birçok objeye aşina olabileceğimiz kanısına varılıyor.
Sonuç
Gauthier deney sonrasında aslında uzmanlık duyduğumuz alanlarda FYA’mızın daha iyi tepki verdiğini kanıtlamış oluyor. Örneğin arabaları iyi tanıyan bir otosanayi çalışanı insan yüzüne verdiği tepkiler gibi araba gördüğünde de tepki verebiliyor.
Deney 2006 yılında yapılıyor. 2011 yılında satranç uzmanlığı hakkında Bilalic’in yaptığı deneye ve daha birçok deneye ışık tutuyor. Fakat 2006 yılına kadar biz yüz tanıma ve beyin aktivasyonu arasındaki ilişkiyi nasıl biliyorduk? Başka bir deneysel araştırmada ise yeni doğan bebeğe doğduktan dokuz dakika sonra bir ağzı, iki gözü ve bir burnu olan normal bir yüz ile göz, ağız ve burun bulunmayan boş bir yüz gösteriliyor. Yeni doğan bebeğin bu iki görsele bakma süresi ölçülüyor. Deneyde bebek insan yüzüne salise farkı ile daha uzun bakıyor. Deneyin sonucunda varılan kanı ise evrimsel olarak sosyal canlılar olduğumuz için genlerimizde bir kodlama bulunabileceği.
Psikolojide kesinlik yoktur. Araştırmalar yapılır ve bazen beklenmedik sonuçlarla karşılaşılır. Bazen ise araştırmaların sonuçları birbirleri ile çelişir. Yüz tanıma yeteneğimizin doğuştan mı kazanıldığını yoksa sonradan mı öğrenildiği üzerine birçok makale ve kitap yayınlanmış durumda ve eminim ki bu konu üzerine ileriki günlerde çokça çalışma yapılacak. Gündemi takip edin, kendinize iyi bakın.