Polivagal Teori, Nöroalgı ve 3 Otonom Sinir Sistemi Halleri
by Psikolog Mikail Yayan · 27 Aralık 2021
İçerik Tablosu
Polivagal Teori Nedir?
Polivagal teori, otonom halimizin hayatın dinamik zorluklarını nasıl etkilediği ve bunlardan nasıl etkilendiğiyle ilgili açıklama sunan bilimsel kökenli bir teoridir. Polivagal teori bir davranışsal sinirbilimci olan Stephen W. Porges tarafından ileri sürülmüştür. Polivagal teori ismini, otonom sinir sisteminin bir dalı olan parasempatik sinir sisteminin birincil bileşeni olan kafatası siniri vagustan almıştır.
Nöroalgı
Polivagal teoride Dr. Porges, nöral devrelerimizin çevremizdeki tehlike ipuçlarını nasıl okuduğunu nöroalgı (neuroception) olarak anlatır. Bu nöroalgı sürecinde durumları ve insanları istemsiz bir şekilde tarayarak
güvenli mi yoksa tehlikeli mi olduklarına karar veririz.
Otonom sinir sistemimizin bir parçası olarak bu süreç bizim farkındalığımızın dışında gerçekleşir. Nasıl ki karar verme ihtiyacı duymadan ve farkında olmadan nefes alıyorsak, etrafımızdaki ipuçlarını da aynı şekilde farkında olmadan tararız. Bu nöroalgı sürecinde vagus sinirinin rolü ilgi çekicidir.
Nöroalgı sürecinde vagus sinirinin iki tarafı da uyarılabilir. Etrafımızı ve sosyal etkileşimlerimizi taradığımız ve bu
bilgilerin işlendiği süreçte vagus sinirinin iki (ventral ve dorsal) tarafınında tepki verdiği bulunmuştur.
Ventral (ön) vagus, çevremizdeki ve etkileşimlerimizdeki güvenlik ipuçlarına tepki verir. Bu kısım fiziksel güvenlik hissetmemizi ve sosyal çevremizde başka insanlara güvenli bir şekilde duygusal olarak bağlanmamızı destekler.
Dorsal (arka) vagus tehlike ipuçlarına tepki verir. Biz farkında olmadan bizi bağlanma halinden çekip kendini koruma haline sokar. Aşırı tehlike durumunda donma hali yaşamamız dorsal vagusun devrede olduğunun belirtisidir.
Strese Nasıl Tepki Veririz?
Polivagal teori, 3 sinir sistemi durumunu ve bunların stresli olaylara tepkilerini açıklar. Bu kısımları anladığımızda strese neden ve nasıl tepki verdiğimizi anlayabiliriz.
Strese nasıl tepki verdiğimizi hayvanlarla ilgili örneklerle anlayalım. Hayvan belgeseli izlediyseniz şu tipik sahneyi gözünüzde canlandırabilirsiniz. Dişi aslan yavaşça otlanmakta olan ceylan sürüsüne yaklaşır. Ceylanlardan biri aniden durumu anlar ve ceylanın tepkisiyle diğer grupta alarm haline geçerler. Bu sırada arslan seçtiği avı kovalamaya başlar. Tek başına kalan ve kaçmakta olan ceylan koşabildiği en hızlı şekilde koşar (sempatik sinir sistemi).
Ceylan yakalandığında aniden elden ayaktan kesilir (parasempatik sinir sistemi). Aslan avını yavrularına doğru sürükler ve av öldürülmeden önce yavrular avla oynamaya başlarlar. Eğer aslanın dikkati dağılırsa ve ceylan bir fırsat bulursa yerinden fırlar ve sanki hayata geri dönmüş gibi tekrar son sürat kaçmaya başlar (sempatik sinir sistemi davranışına dönüş). Ceylan yakalandığında donakalmıştı. Ancak fırsat eline geçince tekrardan savaş ya da kaç davranışına geri döndü.
Polivagal teori güvenliğin üç düzeyini açıklar: güvenlik düzeyi, savaş ya da kaç, donakalma.
Otonom Sinir Sistemi Halleri
Güvenlik Düzeyi
Bu düzeyde kişi sakin ve güvenli hisseder. Bu düzeyde ventral vagal kompleks devrededir. Bir tehlikeli durumla karşı karşıya kaldığımızda ilk olarak bu düzeydeyizdir ve etrafımızdaki insanlardan yardım isteriz. Eğer çağrımıza yanıt bulamazsak bu durumda savaş ya da kaç haline geçeriz.
Savaş ya da Kaç
Bu düzeyde sempatik sinir sistemi devrededir. Bu düzeyde sempatik sinir sistemi vücudumuza kaçıp güvenli bir yere koşmamızı söyler. Eğer kaçış bir seçenek değilse geriye savaşma seçeneği kalır. Bu düzeyde bir seviyeye kadar olsa da hala hayatta kalabilme şansımızın olduğunu düşünürüz.
Donakalma
Eğer savaş ya da kaç düzeyinde de organizma başarısız olduysa, tuzağa düştüyse veya kaçamayacağı bir durumdaysa artık donakalma durumuna geçilir. Artık dorsal vagal kompleks devrededir. Burada vücut sistemi kapatıp harcanan enerjiyi en aza indirerek kendini korumaya çalışır.
Her ne kadar bu görüş özellikle eskiden hakim olduysa da hala günümüzde de stresin bir savaş ya da kaç tepkisi olduğu kabul edilir. Dolayısıyla travmatik olaylara maruz kalan insanlar da stresli bir durumda olduğundan savaşmaları ya da kaçmaları bekleniyor ve bu beklenen tepkileri veremediklerinde ayıplanıyorlar. Halbuki tehlike çok yüksek olarak algılandığı için bu insanlar donakalıyorlar. Yani insanların vücutlarını hareket ettirebilme yeteneği iradelerinin dışında oluyor. Travmatik olaylar yaşayan insanların maruz kaldığı bu haksızlığı anlamada polivagal teorinin önemli bir katkısı olmuştur.
Kaynaklar
Bessel A. Van Der Kolk, Beden Kayıt Tutar, 80-82
https://www.polyvagalinstitute.org/background
https://www.verywellmind.com/polyvagal-theory-4588049